Kastamonu Üniversitesi | Geleceğini İnşa Edeceğin Üniversite

İHSAN OZANOĞLU VE ÂŞIK YORGANSIZ HAKKI ÇAVUŞ’U ANMA PROGRAMI

Kastamonu Üniversitesi Kültür, Sanat, Uygulama ve Araştırma merkezi müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel'in "İhsan Ozanoğlu ve Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş'u Anma Programı" ile ilgili yazısı Açıksöz gazetesinde yer aldı.

İHSAN OZANOĞLU VE ÂŞIK YORGANSIZ HAKKI ÇAVUŞ’U ANMA

PROGRAMI 

YAZAR Doç.Dr.Zeki  Gürel 

TC Kastamonu Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TC Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanlığı ile TC Kastamonu Üniversitesi Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü’nün katkılarıyla ”İhsan Ozanoğlu ve Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’u Anma Programı”nı 13 Şubat 2024 tarihinde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Rıfat Ilgaz Kültür Merkezinde düzenlemişti.

Programda önce İhsan Ozanoğlu’nun Duruçay Köyündeki kabri ziyaret edilmiş Kur’an-ı Kerim tilavetinden sonra da dua edilmişti. Duadan sonra da Kastamonu Belediyesinin çorba ikramı olmuştu. Buradaki programa İhsan Ozanoğlu’nun evlatları, Kastamonu Belediye Başkan vekili, Kastamonu Özel İdare Müdürü, Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürü, TC Kastamonu Üniversitesi Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, Duruçay İlköğretim Okulu Müdürü, öğretmeni ve bir sınıfın öğrencileri ile bazı Kastamonuluların yanı sıra basın mensupları katılmışlardır (İha,2024:3).

Öğleden sonra düzenlenen panelde; Prof. Dr. Abdullah Aydın “İhsan Ozanoğlu Divanı”, Fatih Haydaroğlu “İhsan Ozanoğlu’nun Şiirleri Üzerine”, Kamil Serhoşoğlu da “İhsan Ozanoğlu’nun Derlemeciliği ve Derleme Anıları” başlıklı sunumlarını yapmışlardır. Panelde Kastamonulu Âşık Yorgansız hakkı Çavuş ile ilgili tek konuşmacı olan TC Kastamonu Üniversitesi Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel de “Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş Üzerine” başlıklı sunumunu yapmıştır.

Panel sonrasında Kastamonu Türküleri Dinletisinde; Hüseyin Erdem Aslan, Emrah Yaşarsoy, Mihrican Depişgen, Karaman Yakup Çulha, Turan Tiryaki türküleri seslendirirken onlara çalgılarda Karaman Yakup Çulha, Afşin Özdağ ve Erol Çekirge eşlik ettiler. Türküler söylenirken aklıma gelen bir bilgiyi de paylaşmak isterim: İhsan Ozanoğlu’nun derlediği “Mapushane Çeşmesi” adlı türkünün derlendiği mekân da bugünkü İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Rıfat Ilgaz Kültür Merkezidir. Bu binanın Kastamonu Hapishanesi olarak kullanıldığı zamanda iç avludaki küçük havuz ve çeşmedir bu türküde anlatılan. 

Programa TC Kastamonu Valisi Sayın Meftun Dallı, İl Kültür ve Turizm Müdürü Fahrettin Şenoğlu, İl Özel İdare Müdürü, Kastamonu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü, İhsan Ozanoğlu’nun evlatları, Kastamonu Üniversitesinden akademisyenler, Kastamonu Üniversitesi Halk Kültürünü Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gülten Küçükbasmacı, Kastamonu Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Cengiz Ayata, basın mensupları ve Kastamonulular katıldılar. Programın sonunda katılımcılara plaket ve çiçek takdimini ise Kastamonu Valisi Sayın Meftun Dallı yaptı.

*

“Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler”

İhsan Ozanoğlu’nun;

“Bir yanda muhteşem ve sonsuz orman

Bir yanda tarla, bağ, bahçe ve bostan

Burası ağaçtan yeşil umman

Hoştur temaşası Kastamonu’nun

Sürüler yayılır yamaçlarında

Top top çiçek açar yamaçlarında

Türlü Türlü kuşlar öter ağaçlarında

Gönüller şifası Kastamonu’nun”

Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un da;

“Balında, yağında hep kekik kokar,

Ortasından ufak bir de çay akar

Dörtte biri ise hep urgan yapar

Azdır avaresi Kastamonu’nun.

Ersil ile Toklu, İnci, temeli

Yollarında söğüt, kavakla servi

Çokları da çalar on iki telli

Bulunur efesi Kastamonu’nun

Dediği Kastamonu’da Türk Âşıklık Geleneği çok eskilere dayansa da son yüzyılın âşıkları arasında Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un özel bir yeri vardır. İslâmî dönem tarihçilerimizden Kâtip Çelebi’nin (İstanbul, 1609-İstanbul, 6 Ekim 1657) “Türkmen’in kaidesi” olarak nitelendirdiği Kastamonu, tarihiyle, coğrafyasıyla, insanıyla ve yetiştirdiği âşıklarıyla da ünlüdür. Kastamonulu halk ozanlarının XIX. Ve XX. Yüzyılda yaşayanlarından alfabetik sırayla: Ahmet, Ahmet Keskin,  Akkaftan, Agahî, Âşık Hasan, Behçetî, Bergiyâ, Bezlî, Bezmî, Celâlî, Cemile Hanım, Çeşmî, Dadaylı Kör Hasan, Dertlî, Emmî, Fenâî, FevzîHafız, Hamdî, Haykuru, Figanî, Fuâdî, İhsan Ozanoğlu, Kadrî, Karakadıoğlu Rıfat, Kel Çavuş, Kemalî, Kör Hüseyin, Külhanî, Lütfî, Mefarî, Meftunî, MehmedNabî,  Mehdî, Mestî, Meydanî,  Münin Meydanî, Nailî, Süleyman (Âşık Dede) Rahmî, Turabî, Vefâî, Yorgansız Hakkı,Zikrî (Öztürk, 2023:11-12). XIX yüzyılda Kastamonu âşık edebiyatı en parlak ve canlı dönemini yaşamıştır. İhsan Ozanoğlu’nun tabiriyle o yıllarda Kastamonu “âşıklar kabesi”dir. Bunlardan birkaçını doğum tarihi sırasına göre hatırlatmak isterim:

Âşık Meydanî (1815-1995):

Hayatına dair yeterince bilgi yoktur. Asıl adı Hüseyin’dir. Medrese eğitimi almıştır. Erzurumlu Emrah’a çıraklık yapmıştır. Ünü Saray’a kadar ulaşmış ve Sultan Abdülaziz’in takdirine mazhar olmuştur. “Saray Şairi olarak” uzun süre İstanbul’da kalmıştır. Şiirleri günümüzde özellikle deyişleri yaygın biçimde söylenmeye devam etmektedir. İşte o deyişlerinden biri:

“İhtiyacımız yok âb-ı engüre

 Muhabbet meyinden kanıklarız biz

Ateş-i aşkımız geldi zuhura

Anın için bağrı yanıklarız.”

 

Âşık Kemali (1821-1892):

Medrese öğrenimi görmüş. Babasıyla bakırcılık yapmış. Saza ve şiire merak sarmış, bakırcılığı bırakmış. Anadolu’yu dolaşmış, İstanbul’a giderek dönemin ünlü âşıklarıyla atışmalarda bulunmuş. Şiirlerinde dönemin usta halk ozanlarının etkisi görülür. Talat Mümtaz Yaman, Âşık Kemalî ile ilgili incelemesini 1935 yılında Kars’ta yayınlamıştır. Türk Halk edebiyatının meşhur “dedim”-“dedi”li şiirlerinden Kemâlî’ye ait bir örnek:

“Dedim dilber niçin eylersin cefa

 Dedi güzellerde eski adettir

 Dedim gayrilere edersin vefa

 Dedi mutlak âşıklara nisbettir

 

Dedim Kemâlî’yi ağlatma yârim

Dedi âşıkları ağlatmak kârım

Dedim kalmadı hiç sabra kararım

Dedi sabrın sonu istirahattir”

Yorgansız Hakkı Bizi Âşık Mümin Meydanî (1900-1953) ile Tanış Kıldı:

Kastamonu Gümüşlü mezarlığında kabrini gördüğüm bu halk âşığıyla ilgili olarak kitaplarda bir bilgiye şimdilik rastlamadım. Ben de bu halk şairimizle bir tevafuk eseri tanıştım. Yorgansız Hakkı Çavuş ile ilgili kitap yazan Mustafa Eski, Yorgansız Hakkı’nın mezarını Gümüşlece’de diye yazmış (Eski, 1975:13) ben de haklı olarak bu mezarlıkta aradım. Eşim Dr. Nazlı Rânâ Gürel ile Gümüşlece mezarlığında akşama kadar aradık ama bulamadık. Yorgansız Hakkı Çavuş, demek ki bizi Âşık Mümin Meydanî ile tanıştıracakmış, onun kabri çıktı karşımıza.

Kastamonu Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğünden yardım istedik sağ olsun Müdür Metin Ekici, bir arkadaş görevlendirdi ama yine bulamadık, akşam olunca da aramaktan vaz geçtik. Devrisi gün, önce şehrin hâkimi Şeyh Şaban-ı Veli’yi ziyaret ettim ardından da Rumeli Beylerbeyi Payeli Kastamonu Valisi İbrahim Ethem Pertev Paşa’nın kabrini (Gürel, 2004) ziyaret edip gerekli vazifeyi yaptım ve yine mezarlığa vardım Müdür Metin Ekici Bey ile görüştüm, bir görevliyle aramaya devam ettik ve Yorgansız Hakkı’nın kabrini Zambaklar Mezarlığında bulduk.

İHSAN OZANOĞLU VE ÂŞIK YORGANSIZ HAKKI ÇAVUŞ’U ANMA PROGRAMI (2)

Mezar taşında “Hakkı Halil Bayraktaroğlu Yorgansız Hakkı” yazmaktaydı. Âşık Yorgansız Hakkı, Türkün Kaidesi Kastamonu’da âşıklık geleneğinde Âşık Meydanî’den sonradır. Yorgansız Hakkı dünyaya geldiğinde Kemalî de Meydanî de vefat etmişlerdi. Bu demektir ki, Kastamonu’da Yorgansız Hakkı’ya ustalık edecek bir âşık yoktur.

Yorgansız Hakkı ile çağdaş olan/yaşdaş olan halk âşığı Mümin Meydanî’dir. Mümin Meydanî ile ilgili kaynaklarda detaylı bir bilgi bulamadık. Mümin Meydanî Âşık Meydanî’nin oğlu olamaz çünkü Âşık Meydanî, Mümin Meydani doğmadan beş yıl önce vefat etmiştir bilgiler Âşık Meydânî’nin torunu olduğu yönündedir. Aslen Araçlı’dır. Uzun süre kahvehanelerde çalışarak geçimini sağlamıştır. Doç. Dr. Gülten Küçükbasmacı, Mümin Meydanî’nin doğum tarihi için 1898 tarihini yazsa da (Küçükbasmacı, 2018:278) mezar taşında doğum tarihi 1900 olarak yazmaktadır.

Kastamonu âşıklık geleneğinde karşımıza çıkan isimlerden biri de İhsan Ozanoğlu’dur (1907-1981). Ozanoğlu, Yorgansız Hakkı’nın ve Mümin Meydanî’ni yaşça küçüğüdür., bunlardan etkilenmiş ve aynı meclislerde bulunmuş olmalıdır. Yorgansız Hakkı ile ilgili atışmaları günümüze ulaşmış ama Mümin Meydanî ile ilgili bir araya gelmişliklerine dair şimdilik elimizde bir bilgi bulunmamaktadır.

Yeri gelmişken belirtmemizde fayda var: İhsan Ozanoğlu’nun Yorgansız Hakkı’nın vefatından sonra onu anlattığı ses kaydı Kastamonulu araştırmacı Ata Erdoğdu da bulunmaktadır. Bu kaydı sağolsun Ata Erdoğdu bize verdi biz de söz konusu anma programında katılımcılara dinlettik. İhsan Ozanoğlu’nun ses kayıtlarından sekiz saatlik bir kaydının, oğlu Can,  kendisinde olduğunu mezar ziyareti sırasında bize söylemiştir. HAGEM Halk Kültürü Araştırma Merkezi idareciliği sırasında Kastamonulu edebiyat araştırmacısı Nail Tan da sağlığında İhsan Ozanoğlu'’u Ankara’ya davet ettiklerini bir haftaya yakın misafir ettiklerini ve kendisinden pek çok ses kaydı aldıklarını bana söylemişti. Şimdi şunu da yeri gelmişken söylemezsem yarın tarih bizden hesap sorar: Üniversitesi de olan bir şehir olarak Kastamonu’da hâlâ bir KENT ARŞİVİ yoktur. Bu arşiv vakit geçirilmeden kurulmalı ve bu ve benzeri ses kayıtları, tarihî belgeler, kitaplar, gazete ve dergi arşivleri, fotoğraf albümleri KASTAMONU KENT ARŞİVİNDE koruma altına alınıp araştırmacıların ve meraklılarının hizmetine sunulmalıdır. Bunun için de Kastamonu Merkezdeki tarihî konaklardan birisi tahsis edilmelidir diye düşünüyoruz. Bu zenginlikten Kastamonu’yu mahrum etmeye hakkımız yoktur! Gelecek kuşaklara nasıl hesap vereceğiz?

Hakkı Halil Bayraktaroğlu Yorgansız Hakkı, 1898 yılında Kastamonu’da dünyaya gelmiştir. Kastamonu Rüştiyesinden sonra idadiye gitmişse de eğitimini yarıda bırakmıştır. Askerliği sırasında vilâyet mektupçusu Mustafa Nami Efendi’den hattatlık dersi almıştır, burada kazandığı maharet onun bir ara katip olarak çalışmasına da vesile olmuştur.

Yorgansız Hakkı Çavuş, askere gitmeden saz çalmaya heves etmiş ve mahallî saz ustalarından bergiya, Gırnaoğlu, Hüpyallah ve Karakadıoğlu Rıfat Efendi’den bu hususta faydalanmıştır. Âşık Razî Baba, Mudurnulu Âşık Mecbuî, Âşık Muharrem ve Âşık Pekmezci gibi şairlerin ortamlarında bulunmuşsa da asıl ustası; Bolu luDertli’nin çırağı Geredeli Figanî’nin çıraklarından Ilgazlı Naili Baba olmuştur. İlk başta Kastamonulu Fevzî’nin peşine düşmüş ise de Fevzî, Kastamonu’da pek fazla durmadığı için yeni arayışlar içine girmiştir. Fevzî ile beraber olduğu süreçte ondan çok şeyler öğrenmişse de onun asıl ustası IlgazlıNailî’dir. Asıl adı Hasan olan Âşık Fevzî, 1857 yılında doğmuş 1917 yılında da vefat etmiştir. Âşık Fevzî, önceleri Sinoplu Yesârî Baba’ya sonra da Kastamonulu Âşık Kemalî’ye çırak olmuştur. Bu silsile kadar, Âşık Yorgansız’ın şairliğinde annesinin de rolü vardır diyebiliriz. Çünkü annesi Cemile Hanım da güzel şiir söylermiş. Aslında Yorgansız Hakkı Çavuş, annesi tarafından Âşık Zikrî’nin (1862-23 Eylül 1945) torunudur. Annesi cemile Hanım’ın oğlu Hakkı için söylediği bir şiir şöyledir:

“Omuzuna vurdun gittin sazını

Kimlere bıraktın bir tek kuzunu

İlahî, dönder Hakkı’nın yüzünü

Ayrılık ahrete kala mı yoksa.

 

Oldum işte ihtiyar kadın

Yusuf, Kenan gibi çekerim odun

Yarabbi oğluma hasret kodun

Ayrılık ahrete kala mı yoksa.”

Yorgansız Hakkı Çavuş, ailenin tek oğludur ve kendisinin de bir tek oğlu olmuştur, onu da şiirden de anlaşılıyor ki zaman zaman yalnız bırakmıştır. Çünkü Yorgansız Hakkı Çavuş, Kastamonu’nun son gezgin âşığıdır.

Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş için asker âşıklardan biri dense yeridir. Âşık edebîyatının gelişim sürecinden itibaren savaşlar bu edebiyatın önemli konuları arasında yer almıştır. Özellikle ordu şairlerinin şiirlerinde katıldıkları kara ve deniz seferlerinin işlendiği görülmektedir. Sefere katılan bir âşık sefer güzergâhını ve rotasını, vuruşmaların nasıl yaşandığını, nerelerin fethedildiğini ya da elden çıkarıldığını, sefere katılan komutanları ve kumandanları, ganimetleri, kayıpları şiirlerinde anlatmaktadır. 20. yüzyıl Osmanlı için ağır bir yüzyıl olmuştur. Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve ardından başlatılan Kurtuluş Savaşı’nda ölüm-kalım mücadelesi verilmiştir. Ardı ardına yaşanan bu savaşlarda dönemin âşıkları da çeşitli cephelerde vuruşmuştur. Bu âşıklardan biri de Kastamonulu Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’tur. On sekiz yaşına gelince askere alınan âşık Yorgansız Hakkı, önce Balkan savaşına (1912-1913) sonra da Birinci Dünya Savaşı’nda çeşitli cephelerde savaşmıştır. Bu sebeple Adana, Halep, Hama, Humus, Şam, Lübnan, Akka, Gazze, Yafa gibi İmparatorluğun pek çok yerinde dolaşmış, İngilizlere esir düşerek Mısır’da kampta kalmıştır.Bu kamp sırasında İngilizlerin o meşhur ilaçlı havuzuna atılanlardandır. Daha sonra Kastamonu’ya dönen Yorgansız Hakkı Kurtuluş Savaşı’nın başlaması üzerine bu savaşa da katılmıştır. Savaşların ardından Çankırı Ilgaz’da Dertli’nin çırağı Geredeli Topal Figanî Baba’nın yetiştirdiği Nailî’ye hizmet etmiş ve ondan destur almıştır (Küçükbasmacı,2015:44-52).

Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un adındaki iki kelime; “Yorgansız”, onun savaşta yorgansız yatmaya alıştığı için savaş sonrasında da yorgansız yatmasından dolayı kendisine yakıştırıldığı, yine “Çavuş” denmesinin de cephede askerde iken çavuş rütbesini almasındanmış. O, “Gazilik beratıyla” çavuş olarak terhis olmuştur. Onun adında bir de “Bayraktar” vardır ki, buna sebep de dedesi Halil Efendi’nin Abdülaziz’in bayraktarlarından birisi olmasındanmış.

Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un Millî Mücadelede26 Ağustos'ta başlayan ve beş gün süren Büyük Taarruz sırasında üstün gayretleri görülen Kastamonulu Miralay Halit Akmansu’nun askerleri arasında olduğunu “Hayat Destanı” başlıklı kendi şiirinden öğrenmekteyiz (Gürel, 2024:2).

“Afyon’da düşmanı bozduk nihayet,

Mahşerden bir eser oldu alâmet

Dedim; başım, gözüm Hakka emanet

Silahım elimde o yanda idim

 

Perişan bir halde aldılar volta,

Bağıran bağırana hayda varda

Bir daha tutuştuk Dumnupınar’da

Trikopis esirdi; ben de anda idim”

...

Kastamonulu Miralay Halit Akmansu, 2 Eylül 1922 günü Uşak'ta Bölmelik Tepe'de Yunan Kuvvetleri Başkumandanı General TRİKOPİS ve General Dijennis, Albay Yuvanis, Albay Kalinalis'i esir almıştır. Bu başarısından dolayı 3 Eylül 1922 tarihinde Mustafa Kemal Paşa tarafından kutlanarak 31 Ağustos 1922 den geçerli olmak üzere Büyük Millet Meclisi Hükümetince Miralaylığa terfi ettirildi. Atatürk tarafından Millet Meclisine çağırılmış, Milletvekilliği ve Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü yapmıştır.

GAZİ Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş, Kastamonu’daki kasap esnafından Hüseyin Efendi’nin (1860-1925) oğludur. Millî Mücadeleden gazi olarak döndükten sonra baba mesleğini devam ettirmemiş bir ara kırkıcılık denilen “Tiftik” işiyle uğraşmıştır. Bir şiirinde bu konuya şöyle değinmektedir:

“Namusa, şerefe milyonlar değer

Değersiz pazarda satan değilim

İmanım hükümdar, dinim serasker,

Öz Türk’üm, hain-i vatan değilim.

 

Müsrifim, meyhurum saza düşkünüm,

Hazmım da kabildir, çünkü pişkinim

Ne kofur, ne mağrur ne de şişkinim

Cinsini inciten, iten değilim.

 

Tiftik işçisiyim, günlük dört lira

Altay çalışırım, altay avare

Var ise esselâ borcum on para!

Kandıran, aldatan, üten değilim.

 

Ne mattır, ne methtir Yorgansız kastım

Nelere şahidim, altmışa bastım

Kazancım alnımın teridir, dostum

Haramı, helâle katan değilim.”

Gazi Âşık Yorgansız hakkı Çavuş, hiç kimseye muhtaç olmadan yaşamayı başlıca prensip edinmiştir. Özellikle kıyafetiyle dikkatleri çekmiştir. 

Bu kıyafetlerinin aksesuarları/takıları vefatından sonra oğlu Terzi Lütfi Bayraktar tarafından Kastamonu’daki terzi dükkânı sergilenmiştir (Şenel, 1997:262). O, daima kendi halinde yaşamayı tercih etmiştir. Gururundan hiçbir şekilde feragat etmemiştir. Toplantılara bile birçok ricalardan sonra katılmıştır. Hiçbir zaman âşıklık mesleğini ucuza satanlardan olmamıştır. Kastamonu’da düzenlenen bütün meclislerde başköşede ağırlanmıştır. Özellikle Kastamonu’nun eski valilerinden rahmetli Avni Doğan, Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’a büyük saygı ve itibar göstermiş, maddî ve manevî yardımlarda bulunmuştur.

Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş, başkalarına nasihat edecek kadar içkinin ve afyonun nasıl bir muzur ve zararlı şeyler olduğunun farkındadır ama kendisi bu illetin ağına düşmüştür. Bu illetlerin ağına düşmesinde onun esirlik günlerinin de etkisinin olduğu kanaatindeyiz. Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un nasihatnamelerinden biri şöyledir:

“Ey oğul benden nasihat dinle bir bir bilmiş ol;

Tut bu sözlerden hakikat dinle bir bir bilmiş ol.

 

Sen bana bühtan edersin gayrıdan hiç bekleme;

Çünki sendedir müsibet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Kendi kendin gör muhakkak gayrıdan aş isteme

Bundadır oğlum fazilet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Men edilmiş şeylerin ardından koşmak nafile>;

Gelmez onlardan saadet dinle bir bir bilmiş ol.

 

İstiyorsan doğru olmak bakma Hak’tan gayrıya;

Haktadır kuvvet, dirayet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Ademiyet ararsan menba-ı feyz ü necat;

Varsa sende kabiliyyet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Kimseyi incitme oğlum yoksa herkes küfreder;

Böyle işte âdemiyyetdinle bir bir bilmiş ol.

                              

Kim olursan ol zarardan menfaat umma sakın;

Ondadır mutlak haysiyyet dinle bir bir bilmiş ol.

 

İktisat et, müsrif olma kimsecikten fayda yok;

Güç olur namerde minnet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Bin nasihatten müsibet gerçi evladır ama;

Fayda vermez son nedamet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Evlenirsen aslına astarına bak öyle al;

Söylenir azmaz asalet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Maslahat anlar demişler, lâfla dönmez böyle iş;

Ârife tarif ne hacet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Sırrını yut, ağzını tut, doğru iş gör, doğru bak;

Bulmak istesen selâmet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Yok olunca dost bulunmaz var iken herkes sever;

Gel bu sözler olsun ibret dinle bir bir bilmiş ol.

 

Bilmiyorsan bilmişe sor, emrolunmuş yerde kal;

Ehline eyle itaat dinle bir bir bilmiş ol.

 

Hak edip al, borcunu ver, dostlarından alma hiç;

İşte insanî sadakat dinle bir bir bilmiş ol.

 

Aldanandan, aldatandan olma, ciddi ol sakın;

Çünki derler “vay hıyanet” dinle bir bir bilmiş ol.

 

Bir hakiki dost ararsan üç buçuktur bilki dost;

Gayri bakma ver metanet dinle bir bir bilmiş ol.

 

Hem anandır, hem babandır hem de hemdemdir sar;

Tatlıdır baldan ticaret dinle bir bir bilmiş ol.

 

Akıbet derler sana da ben gibi bir serseri

Can gönülden eyle dikkat dinle bir bir bilmiş ol.

 

Ölmeyince kimse bilmez kıymetin HAKKI senin;

Buldu artık söz nihayet anla bir bir milmiş ol”

Bu ve benzeri şiirlerinden de anlaşılıyor ki, Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş, sosyal konulara da eserlerinde ağırlık vermektedir. Onun derdi insanlıktır. Çağına şahitlik etmekle kalmayıp zamanın elinden tutma gayreti içindedir. Bazı şiirlerinde günceli de yakalamaktadır. Mesela bu sene Kastamonu’da 16 Ocak 2024 Salı günü bir tabiat hadisesiyle karşı karşıya kaldık; adına da “Tavuk Kavdıran” dediler ve hangi Kastamonuluya sordumsa ben bu yaşa geldim böyle bir şey görmedim dedi. Meğerse Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş, 1934 yılında Kastamonu’da şiddetli bir kış olduğunda Nasrullah Köprüsünden geçerken ayağı kayıp düşmüş böyle bir tabiat hadisesiyle karşılaşmış. Bakınız bir şiirinde bunu nasıl anlatıyor:

“Mevsim şitâ, artık şen değil bağlar,

Güllerle bülbüller görünmez oldu.

Kar ile kaplandı yaylalar, dağlar,

İlden ile gidip gelinmez oldu.

 

Kırı bırak, oldu şehirde donan;

Gazi Okulu’ndan çift körpe civan,

İsmiyle müsemma tavuk kaydıran

Düz şöselerde de yürünmez oldu.

 

Karışma dediler Hak’kın işine,

Üç ay yazı vardı kattı kışına,

Sobalar yanmada peşi peşine,

Yataksız YORGANSIZ uyunmaz oldu.”

Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un sesi de çok yanıkmış. Çoğu zaman kandil akşamlarında ve bayramlarda Şeyh Şaban-ı Velî Camii’nde ezan okur, müezzinlik yapar, dinî meclislerde münacaat ve naat okurmuş.

Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un evi de Kastamonu Hacı Hamza Mahallesinde Şeyh Şaban-ı Velî Dergâhı’na yakın bir yerdeymiş. Vefatına yakın bir gün her gün önünden geçip gittiği dergaha uğramış ve şöyle seslenmiş:

“Menba-ıfahr-irisâletHazret-iŞa’banDede

Melce-iizz ü saadet Hazret-i Şa’ban Dede


Kutb-iaktâb-ıcihandır hem velîlerhâtimi

Mazhar-ılütf-işefaat Hazret-i Şa’ban Dede


Hem muhibb-iehl-i beytihânedannâm Ali

Bende-işâh-ı velâyet Hazret-i Şa’ban Dede


Eylesin gelsin ziyaret âşıkânın Kâbesi

Muciz-i bahr-ı hidâyet Hazret-i Şa’ban Dede”

Galiba bu şiiri de son şiiri olmuş. 17 Şubat 1964 günü de ruhunuHakk’a teslim etmiş. Vefatının 60. yilinda Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’u rahmetle anıyor, anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum.

“Sanma hâlim geç efendim içerimde gam dolu

Geçti gençlik eyvah sarpa sardık yolu

İntisabım Râb-ı Hak’tır mesleğim pîrî kolu

HAKKI adım TÜRK ecdadım meskenim KASTAMONU”

diyen Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’u konuşmak 13 Şubat 2024 tarihinde düzenlenen etkinlikte bana düştü…

“Baki kalmaz bir gün elbet mahvolur cismimiz

Bir eser ehli değilim yâd olunmaz ismimiz”

diyor ama bakın vefatından 60 yıl sonra Kastamonu’nun valisi, akademisyenler, evlatları ve onu sevenler şimdi bir araya gelmişler; onu ve Kastamonulu diğer âşıkları anıyorlar…

“Türkün Kaidesi” Kastamonu sarsılırsa Türkiye sarsılır, Türkiye sarsılırsa Türk Dünyası, İslâm Dünyası ve bütün dünya sarsılır. Kastamonulu yerini ve konumunu bilmeli, değerlerini tanımalı onlara sahip çıkmalıdır. Bilmelidir ki değerlerine değer verdikçe değeri anlaşılacak ve bilinecektir. Bunun için de yapılması gerekenlerden biri de Millî Marşımızın şairi Mehmed Akif Ersoy’un Kastamonu’da bulunduğu süreçte kaldığı dört evden birinin restore edilerek “Mehmed Âkif Ersoy Anı Evi ve Kastamonu Yazarlar Şairler ve Sanatkârlar Müzesi” olarak hizmete sunulmasıdır. Bu müze de Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un, İhsan Ozanoğlu’nun ve diğer edebî şahsiyetlerimizin özel eşyaları ve eserleri sergilenmeli ve çalınmalı/seslendirilmelidir diye düşünüyoruz… Eğer bu yapıla bilirse Kastamonu için büyük zenginlik olacaktır… İtirazı olan haklı gerekçesini söylemedikçe bir vatan evladı olarak ben bu fikrimden vazgeçmeyeceğim!..

Bugün andığımız Âşık İhsan Ozanoğlu, Kastamonu için “ÂşılklarKabesi” diyor. Şimdi biz niçin bu “âşıklar kabesinde” her sene bir âşıklar bayramı düzenleye mi yoruz? Bunu yapmak için neyimiz eksik?

Gönül istiyor ki, Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un kabrine giden güzergaha ilgili tabelalar konsun ve Kastamonu’nun Türk kültürüne değer katan bu evladı da unutulmasın.

“İnnâlillâhi ve innâileyhiraciun “/“Biz Allah’a âidiz ve vakti geldiğinde elbette O’na döneceğiz” (Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi 2/156. Ayet). Evet her nefis ölümü tatacaktır, ma âşıklar ölmez, vazifesini aşk ile yapanlar ölmez… Onları öldüremezsiniz. Yunus Emre’yi öldüre bildik mi? Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş da ölümsüzler kervanındadır… Sevgi dili, dünya dili Türkçe yazdığı, çalıp söylediği eserleriyle aramızda yaşamaya devam edecek… TRT Arşivinde Kastamonulu âşıklar içinde en çok eseri bulunanın Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş

Olduğunu biliyor musunuz? Bu nağmeler çalındıkça Gazi Âşık Yorgansız Hakkı Çavuşyaşamaya devam edecek Allah’ın izniyle…              

KAYNAKÇA

Gürel, Zeki (2024).”Kökü Mazide Olan Atî Kastamonu: Tirikopis’i Esir Alan Yorgansız Hakkı Çavuş Bolulu mu Kastamonulu mu-2?”, Açıksöz Gazetesi, 16 Şubat 2024, Yıl: 13, sayı:3731, s.2.

Gürel, Zeki (2024).”Kökü Mazide Olan Atî Kastamonu: Tirikopis’i Esir Alan Yorgansız Hakkı Çavuş Bolulu mu Kastamonulu mu-1?”, Açıksöz Gazetesi, 15 Şubat 2024, Yıl: 13, sayı:3730, s.2.

Gürel, Nazlı Rân3a (2004). Bir Osmanlı Aydını İbrahim Edhem Pertev Paşa, Ankara: Berikan Yayınevi.

İha (2024). “İhsan Ozanoğlu Kabri Başında Anıldı”, Kastamonu Açıksöz, Yıl:13, Sayı: 3729, s.3.

Küçükbasmacı, Gülten (2015). “Cephede Savaşmış Bir Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş’un Şiirlerinde Savaş”,I. Uluslararası Türk Kültürü Araştırmaları Sempozyumu (TÜKAS 2014 Bildirileri 12-13 Kasım 2014 Nevşehir,  Nevşehir: Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yayını.

Küçükbasmacı, Gülten (2018). “Âşıklık Geleneği”, 81 İlde Kültür ve Şehir Kastamonu, İstanbul: Kastamonu Valiliği Yayını.

Öztürk, Mehmet (2023).Kastamonu Kaynaklı Şiir mecmuası-II, Kastamonu: TC Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

Şenel, Süleyman (1997). Kastamonulu âşık Yorgansız hakkı Çavuş, İstanbul: Kastamonu Kalkınma Vakfı Yayını.

Atabinen, Reşit Saffet (2023). Türk Mimarisinin Ana Unsurları, Fransızca Aslından Tercüme Eden: Mehmet Fevzi Çetinkaya, İstanbul: Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayını.

“Kastamonu” (1983). Yurt Ansiklopedisi, Cilt:6, İstanbul: Anadolu Yayıncılık. (SON)

Haberin kaynağı için bkz:

İhsan Ozanoğlu ve Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş'u Anma Programı (1)

İhsan Ozanoğlu ve Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş'u Anma Programı (2)

İhsan Ozanoğlu ve Âşık Yorgansız Hakkı Çavuş'u Anma Programı (3)